RAMAZAN AYI İBADET AYIDIR
Soru:
Bazı kuruluşlar iftar çadırları kuruyorlar. Bu çadırlarda iftariyeler verilip sözüm ona “Ramazan etkinlikleri” düzenliyorlar. Doğru mudur?
Cevap:
Bismillahirrahmanirrahim. Bazı kuruluşlar dine, Kur’ân-ı Kerîm’e, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin ahlâk ve sünnetine, Şeriata, fıkha, tasavvufa taban tabana zıt birtakım eğlenceler, şenlikler, çalgılı toplantılar, oyunlar tertiplemektedir. Kimi yerlerde “Ramazan eğlenceleri” yazılı ilanlar, pankartlar çarpıyor gözümüze. Fesübhanellah!. Ramazan ayı, eğlence ayı mıdır? Müslümanların bu gibi tuzaklara düşmemeleri gerekir. Bazı kuruluşlar iftar çadırları kuruyorlar. Bu çadırlarda iftariyeler verilip sözüm ona “Ramazan etkinlikleri” düzenleniyor. Dinimizin asla tasvip etmediği kişi ve kurumlar, buralarda iftara müteakiben “sevab”ına konserler veriyorlar. Hemen belirteyim ki ALLAH rızası için olmak şartıyla Ramazan çadırları kurulmasına ve buralarda yüzlerce, bazen binlerce fakire yemek yedirilmesine karşı değilim, yapanları tebrik ediyorum. Ancak ihlasa dikkat etmek gerekir, yoksa sevabı olmaz. Yeni nesil Ramazan ayını bu gidişle eğlence ayı olarak yaşayacağa benziyor.
Ermeni ve Rumların icrası “Direkler arası” çılgınlığı 21’inci yüzyılda Müslümanların eliyle geri gelecek. Gidişat bunu gösteriyor. Yanlışlıkla icra edilen günümüz Ramazan çadır şenliklerinin getirdiği anlamsız eğlencelerin eski İstanbul azınlıklarının direklerarası eğlenceleriyle anlamdaş olması ne denli üzücüdür. Ramazan neşesini, cami içersinde yaşayan Müslümanlara karşılık, o dönemin İstanbul azınlığı denilen Rum, Ermeni ve Yahudi gayrimüslim azınlığı da kendilerini direklerarası tabir edilen eğlenceleriyle avutarak o günün hakim İslam kültürüne ayak uydurmaya çalışmışlardır. Ramazan etkinlikleri diye reklam yapıyorlar ve bir de bakıyorsunuz ki, bazı mekanlarda, şarkıcılar, türkücüler, mankenler, çalgılar, çengiler... Bunların Ramazan ayıyla, oruç ibadetiyle, İslâm diniyle bir ilgisi yoktur. Birtakım adamların ve kurumların Ramazanı dejenere etmeye, kutsal kavramları mıncıklamaya hakları yoktur... Beylerimiz beş yıldızlı içkili bir mekanda verilen iftar ziyafetine gidiyor, sonra filan yerde çalgı dinliyor, daha sonra başka bir mekanda fosur fosur nargile tonkurdatıyor. Sonra bu yaptıkları Ramazan etkinliği oluyor. Beyler biraz ciddiyet, biraz haya, biraz edeb!.. Ramazan ibadet ayıdır, kendini ve toplumu islah etmek, dinî ölçülere göre iyileştirmek zamanıdır, hayır hasenat mevsimidir... Yüce İslâm dini müzik konusunda birtakım ölçüler, sınırlar, yasaklar koymuştur. İnsanları azdıran, gaflete düşüren, ALLAH’tan ve dinden uzaklaştıran, şehvetlerini kamçılayan müzik, dinimiz tarafından kötülenmiş ve mü’minlerin böyle musikîden uzak durmaları tavsiye edilmiştir. Yine birtakım açık saçık kadınların erkeklerin içinde şarkı söylemesi doğru değildir. Böyle şeyler zamanımızda serbestçe yapılmaktadır. Bizim itirazımız, Ramazan gibi kutsal ve dinî bir kavram ile bunların bir araya getirilmesidir...
Edebsizliğin adını Ramazan Eğlenceleri koymuşlar. Ramazan eğlence ayı değildir, ibadet ve hayır hasenat ayıdır. İslâm’da eğlenmek yok mudur? Vardır ama dine uygun olmak şartıyla. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bizim şu halimizi görse acaba ne derdi? Aferin size mi derdi? Hiç sanmıyorum... Papa İslâm’a, Yüce Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize çatıyor, bazıları Katolik papazları da davet ederek beş yıldızlı Diyalog hoşgörü ve dinlerarası kardeşlik iftarları veriyor. Ya Rabbi! Ne günlere kaldık...
Mehmet Talü
Milli Gazete, 01.10.2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder